Haksen, bugüne kadar alışılmış tavandan tabana doğru konfederasyon oluşumlarının aksine tabandan tavana bir yol izlemiştir. 25 Ağustos’tan başlamak üzere 7 aylık süreç içerisinde sendikaların kuruluşunu yanında oluşumun ilkeleri geniş tabanlı tartışmalarla ortaya çıkmıştır.
Konfederasyonun oluşumunda demokratik kurallar uygulanmıştır. 1 Mart 2008 tarihi itibariyle faaliyette bulunan sendikaların üye sayılarına göre 250 kişilik kurucular kurulunda sendikaların temsil edileceği sayılar belirlenmiştir. Buna göre de sendikalar genel kurullarında karar alarak konfederasyona katılma kararının yanında ve temsilcilerini de belirlemişlerdir. 250 kişilik kurucular kurulu aynı zamanda bir ilk olarak konfederasyon meclisini de oluşturacaktır. Meclis başkanı sendika yöneticilerinin dışında üyeler arasından seçilecektir. Mecliste kamu çalışanlarının ekonomik ve sosyal haklarıyla ilgili komisyonların yanında kadınlar, çocuklar, özürlüler, çevre, tüketici hakları vb. pek çok konuda politika ve proje üretecek komisyonlar bulunacaktır. Ayrıca,gerek kamuoyunun gerekse kamu çalışanlarını rahatsız eden konulardaki duyarlılığımızı göstermek için konfederasyon ve sendikalarda görev yapan tüm yöneticilere ilk defa HAKSEN tarafından hazırlanan ‘Sendikal Etik İlkeler Sözleşmesi’ imzalatılacaktır. Bu aslında açık bir taahhüttür.
Haksen, çoğu sendikal yapının içi boş bir slogan olarak kullandığı sözde değil özde demokratik bir sendika olacaktır. Halen gerek yönetici gerekse üye profiline bakıldığında hiçbir ayrım yapılmadan herkesin kendisini ifade edebildiği bir çatıdır.
Haksen, merkeziyetçi bir yönetim anlayışı yerine yetki ve sorumlulukların paylaşıldığı, yerel yöneticilerin öne çıktığı dinamik bir yapıdır.
Haksen, kurumsal yapısını kısa sürede oturtmuş, üyelerinin idari sorunlarının çözümünde hukuksal mekanizmaları anında devreye sokabilen kararlı bir sendika olmuştur.
Haksen, kulaktan dolma ve kirlenmiş bilgilerle gündemi takip eden bir anlayış yerine, araştıran, öğrenen, paylaşan ve yol gösteren bir anlayışın sahibidir.
Haksen, değişimin kaçınılmaz olduğu çağımızda, önyargılı, ezberleyen, tekrarlayan ve kopyalayan bir yaklaşım yerine değişime açık, aklın gereklerini ve toplumun ihtiyaçarını bilen, önyargısız, dinleyen, kavrayan ve çözen bir yaklaşımı esas alacaktır.
Haksen, kişilerin ve toplumların yaşam tarzlarını ve tercihlerini dizayn etmeye ve tek tip üyeler topluluğu oluşturmaya çalışmak yerine, kişilerin tercihlerine saygılı , farklılıkarı zenginlik sayan özgür bireylerden oluşan üye topluluğunu amaçlamaktadır.
Kısacası Haksen, söylenemeyen ve yapılamayan tüm güzel işlerin sahibi olacaktır.