Genel Başkan Ayhan Çivi beraberindeki heyetle birlikte DSP Genel Başkanı Masum Türker’i makamında ziyaret etti.
Çivi, ziyarete sayın Masum Türker’i genel başkanlığa seçilmesi dolayısıyla tebrik etmek ve toplu görüşmelere ilişkin düşüncelerini iletmek için ziyareti gerçekleştirdiklerini söyledi.
Ziyarette; toplu görüşmelerin başlaması ile hükümetimiz mevcut yetkili sendikalarla huzur buldu. Yapılacağı adeta dini ve milli bayramlar gibi önceden belli olan toplu görüşmelerde, ilk toplantıda bir toplu sözleşme talebiyle karşılaşan hükümet, buna can simidine atlar gibi sarıldı, diyen Çivi, şöyle devam etti:
”Referandum öncesi hükümetin kamu çalışanlarının tepkisinden kaçınmak için KESK’in bu önerisine sarılmasını, hükümet açısından son derece yerinde bir davranış olarak değerlendiriyoruz. Ancak bir konfederasyonun, hukuki dayanaktan yoksun bir öneriyle 2,5 milyon civarındaki memurun kaderini belirleyecek toplantıya gelmesini şaşkınlıkla karşılıyoruz. Anayasa paketi, toplu sözleşmeyle ilgili nihai kararı, Uzlaştırma Kurulu’na, hükümetin atadığı birkaç akademisyene bırakan bir düzenlemedir. Böylesine tek taraflı toplu sözleşme düzenine, çıkmadığı halde sarılmayı biz hayretle karşılıyoruz ve asla bunu kabul etmiyoruz.”
Toplu görüşmeler için 30 Ağustosta sürenin dolduğunu hatırlatan Çivi, masaya oturan sendikalardan, bu süreyi harcamak yerine kendi aralarında bir kez daha oturup taleplerini belirleyip, kamu çalışanlarının lehine sonuçlar almasını beklediklerini kaydetti.
Ziyaretten duyduğu memnuniyeti belirten DSP Genel Başkanı Masum Türker, memur maaşları konusunda değerlendirmede bulundu ve şunları söyledi:
“Her şeyden önce memur maaşlarına yapılacak zammın geciktirilmemesi gerekir. Bize göre seyyanen en az 250 lira veya bunun üzerinde bir zam yapılması gerekiyor. Bunun altındaki zam, ne memuru, ne memur emeklisini ne işçi emeklisini ne de Bağ-Kur emeklisini mutlu eder. Bu maaş zammı yapılırsa, yaratılan katma değerden emek kesimine hak ettiği pay verilmiş olur. Eğer bu dikkate alınmaz, sendikalar, böyle bir yaklaşımla görüşmeleri sürdürmezlerse, Anayasa değişikliğinden sonra, memurların kamu güvencesini, çalışma güvencesini yok etme projeleri gerçekleşmiş olacaktır.”
Öte yandan Türker, Anayasa değişikliği paketinde, sendikal haklarla ilgili yaklaşıma da dikkat çekerek uyarıda bulundu. Türker, Hükümet’in Anayasa değişikliği ile, birden fazla sendikaya üye olabilme hakkı tanıdığını, ancak bunun ‘demokratik’ bir yaklaşım amacı taşımadığını, Hükümet’in, çalışanları kendisine yakın olacak ‘Sarı sendikalar’a yönlendirmek istediğini anlattı.
Anayasa değişikliği konusunda, kamu sendikalarının tutumunu anlatan Türker, “Bugün bakıyoruz, kamu kesiminde, özellikle AKP döneminde gelişmiş olan sendikalar, daha Anayasa değişikliği metnini görmeden, ‘Bu Anayasa değişikliğine evet’ diye ortaya çıkıyor. Onların tabanlarına, üyelerine soruyoruz, aksine, önemli bir kısmı değişikliğe ‘hayır’ diyor. Ama tepede ‘her şey güllük gülistanlık’ havası var” eleştirisinde bulundu.
İçerik Galerisi
