Baslik

Kamu Çalışanları Hak Sendikaları Konfederasyonu (HAKSEN)’e bağlı Büro Hak-Sen üyesi adliye çalışanları bugün saat 13.00 de Ankara Adliyesi önünde basın açıklaması yaptılar. Ankara 1 No’lu Şube Başkanı Cevdet Telefoncu yaptığı açıklamada Başbakan’a seslenerek “Bırakan ailemizin karnını, kendi karnımızı doyurmakta güçlük çekerken birde ısrarla üç çocuk yapmamızı istiyorsunuz. Yaparsak bakacak mısınız? Sayın Başbakanımız ısrarla üç çocuk yapmamızı tavsiye ediyor. Bizde diyoruz ki, sayın Başbakanımız, ne kadar maaş o kadar çocuk. ??� dedi.

Cevdet Telefoncu şunları söyledi;

“ÇALIŞANLAR YÜKÜ TAŞIYAMAZ HALE GELDİ.

Yargı mensuplarından bahsedilirken, kamuoyu tarafından arşivdeki yıllanmış dava dosyalarının tozlarını ciğerlerini çekerek, ağır çalışma koşullarının altında ezilen, hakim ile vatandaş arasında köprü vazifesi yaparak Adaletin mutfağında çalışan, ancak; gelen hükümetlerce bu güne kadar üvey evlat muamelesi yapılan bizler, yani kalemlerde ve diğer birimlerde çalışan mübaşir, memur, zabıt katibi ve yazı işleri müdürlerinin anlaşılması gerekmektedir. Artık kalem personeli bu ücretlerle bu yükü taşıyamaz hale gelmiştir.

KALEM ÇALIŞANLARI ÜVEY EVLAT MI ?

Ülkemizde yıllarca yargıdaki hantallık ve iş yükü bir hakime düşen dosya sayısı ile ölçülmüştür. Ancak, ne hikmetse bu güne kadar davanın açılmasından sonra esas defterine kaydedilmesi ile birlikte tekemmül edinceye kadar dosya üzerinde işlem yapmak zorunda kalan kalem personelinin azlığından kimse bahsetmemiştir. Dosya esas defterine kaydedilmesi, tensip tutanağının hazırlanması, müzekkerelerin yazılması, kararların yerine getirilmesi, kararın yazılması yargı işlerinden sayılmıyor mu? Hadi bunlar sayılmıyor, pul yapıştırmaktan kuruyan dilimizin demi acaba hiçbir değeri yoktur. Hep hakim sayısı ile sorun ve çözümünü düşünenler, bu dosyaların hazırlığının uzaylılar tarafından mı yapıldığını düşünmektedirler.

Yargıdaki ücret sorunları tartışılırken de hep Hakim-Savcı maaşları üzerinde durulmuş ve çıkarılan yasalar ile hakim-savcı maaşlarında iyileştirmeler yapılmıştır. Acaba bizler yargı çalışanı değil miyiz ? Yoksa yetim miyiz ? Niçin bu güne kadar üvey evlat muamelesi gördük ve görmeye devam ediyoruz ?

NE KADAR MAAŞ O KADAR ÇOCUK.

12 nci derecedeki bir zabıt katibi 778 YTL maaş almaktadır. Yoksulluk sınırının çok altında olan maaşla acaba nasıl geçindiğimizi düşünmüyorlar mı? Bırakan ailemizin karnını, kendi karnımızı doyurmakta güçlük çekerken birde ısrarla üç çocuk yapmamızı istiyorsunuz. Yaparsak bakacak mısınız? Sayın Başbakanımız ısrarla üç çocuk yapmamızı tavsiye ediyor. Bizde diyoruz ki, sayın Başbakanımız, ne kadar maaş o kadar çocuk.

Kalem personeli için iyileştirme istediğimizde kaynak yok diyenlere işte kaynak.Açılan davalardan alınan harçlar, keşiflerden ve bilirkişilerden kesilen stopajlar, Devlet hazinesine gelir olarak aktarılmıyor mu? Bunlar kaynak değil mi ? Hem de darphane gibi, Devlete gelir getiren bir kaynak. Kaynak arayanlara soruyorum. Bunlar kaynak değil mi ?

Ulusal Yargı Ağı Projesi kısacası UYAP uygulamaları başladı. Bugün bir kalem çalışanının mesainin tamamı bilgisayar başında geçiyor. Ekran başında göz pınarlarımız kururken, aldığımız radyasyonlardan da ömrümüz kısalırken, tarihten kalma Zabıt Katibi, Mübaşir kadrolarının yerine veri hazırlama ve teknik personel kadrolarının verilmesini istiyoruz. ??�

Açıklamanın ardından sendika üyeleri temsili olarak oluşturulan tatil köyüne davet edildi.

İçerik Galerisi

Baslik

Baslik

Baslik

Baslik

Baslik